2 Aralık 2015 Çarşamba

Kapitalizm - Sosyalizm - Liberalizm - Komünizm

Kapitalizm;
Feodalizmin yıkılmasından beri batı dünyasında egemen olan ekonomik sistemi anlatmak için kullanılan bir terim. Kapitalist olarak adlandırılan herhangi bir sistemin şartı, insan harici üretim araçlarının (hepsi birden sermayeolarak bilinen toprak, madenler, sanayi fabrikaları, vs.) özel sahipleri ile [italikler bana aittir] emek hizmetlerini işverenlerine satan hür fakat sermayesiz işçiler arasındaki ilişkilerdir... Oluşan ücret pazarlıkları, toplumun toplam üretiminin emekçi sınıfı ile kapitalist girişimciler sınıfı arasında paylaşılacak kısmını belirlemektedir. Kapitalizmin başarısı Britannica’da şöyle açıklanmaktadır:Kapitalizmin kendisinden önceki tüm ekonomik sistemlerden üstün olmasını sağlayan özel erdemi “sosyal artığın” üretken kullanımı idi. Sosyal artığı yönetenler, piramitler ve katedraller yapmak yerine, gemilere, depolara, hammaddelere, üretilmiş mallara ve diğer maddi zenginliklere yatırım yapmayı seçtiler. Böylece sosyal artık daha büyük üretim kapasitesine dönüştürüldü. 
Sosyalizm;
Özel mülkiyeti reddeden, kollektif mülkiyeti tercih eden, liberalizmin kişiye önem veren yaklaşımını kabul etmeyen ve genel olarak iktisadi tarafı ağır basan bir sistem. Esasen sosyalizm, kapitalizme bir antitez olarak gelişmiştir. Sosyalizmi tarihin ilk çağlarına kadar götürmek mümkündür. Ferdiyetçiliği reddeden Yunanlı filozof Eflatun bir tür aristokratik sosyalizmi savunmuştur. Bunun sosyalizmi toplumun belirli bir kesimini ilgilendirmektedir. Bu bakımdan toplumun tamamına yayılma eğilimi göstermemiştir. Sosyalizm zamanla demokrasi rejimlerinin önemli bir alternatifi şeklinde takdim edilerek bu rejimle idare edilen ülkelerde de kuvvetlenme yolunu seçmiştir. Bilhassa Avrupa ülkelerinde, çeşitli siyasi partiler vasıtasıyla sosyalizm mevcut rejimin içinde gelişme imkanları aramaktadır. Sosyalizm asıl nihai şeklini Karl Marx’ın bilimsel sosyalizmi ile almıştır. Bilimsel sosyalizm, marksizm olarak da ifade edilmektedir. 
Liberalizm;
Her bireyin inanç, vicdan ve düşünce özgürlüğünün tanınması gerektiğini savunan ekonomik ve siyasal öğretidir. Hem ekonomi felsefesinde hem de siyaset felsefesinde devlet, birey ve toplum arasındaki ilişkilerde bireyin hak ve özgürlüklerini öne çıkaran bir düşünce sistemidir. Devletin ekonomiye müdahalesinin en alt düzeyde olması gerektiğini savunan bu sistem, en ideal olanın ise devletin sınıflar, bireyler ve devletler arasındaki ekonomik ilişkilere hiçbir şekilde karışmaması olduğunu öne sürer. Devlet yetkisinin her alanda ve de her anlamda kısıtlanması gerektiğini, bu yetkeyi elinde tutanların bireylerin yaşamlarını nasıl yönlendireceklerine herhangi bir gerekçe ileri sürerek hiçbir şekilde karışmaması gerektiğini savunur liberalizm. Ve devletin toplumsal ve kültürel yaşamın düzenlenmesinde hiçbir belirleyici rol üstlenmemesi gerektiğini söyler.
Komünizm;
Bütün malları ve her türlü üretim araçlarını devletin elinde toplayıp ferdi mülkiyeti ortadan kaldıran sosyal ve politik bir düzendir. Bugünkü anlamıyla İlk Önce 1848'de Engels ile Marx'ın yayımladıkları Komünist Manifestosu'yla ortaya atıldı. 1917'de Rusya'da bir ihtilal yapan Bolşevİkler, bu tarz bir düzen kurmaya giriştiler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder